Bir şiir ne için yazılır? Kim için yazılır? İlk şiiri kim yazmıştır?
Nasıl
tutkulu bir sevgidir ki yalnızca sözcüklerin yan yana dizilişi yetmezken, dalga
gibi düşen dizelerle taçlandırmış şair sevgisini. Alelade kelimelerin
etkisizliğine karşın yazılan şiir, üstelik ilk şiir…
Böyle önemli bir hususta fikir ayrılıkları yaşanmakla beraber; birinci görüş ilk şiirin Yunanlı şair Sappho tarafından yazıldığını savunur.
Sappho’nun, M.Ö.7.yy’da ( Doğum yılı bazı kaynaklarda M.Ö.630’ dur. ) Midilli
Adasında doğduğu kabul edilir ve bu ada konumu bakımından rahat koşullara
sahip, refah içinde yaşanılan ticaretin etkin olduğu yerlerden biridir. Sanata,
şiire ve edebiyata düşkün bir toplum yapısına sahiptir. Sappho’nun aristokrat
bir aileye sahip olup döneminde şiirleriyle dikkat çektiği bilinmektedir.
“Bilgiler Çağı” (Bazı kaynaklarda “Bilgeler Çağı”) olarak isimlendirilen
M.Ö.7.yy ile 5.yy arasındaki dönemde birbirinden önemli Yunanlı düşünürler, şairler,
yazarlar ve teorisyenler ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlilerinden biri de,
erkeğin egemenlik sistemini karşısına alan KADIN şair Sappho’ dur.
Sappho zamanla edebiyata düşkünlüğü ile ilgi çekmiş, gerek işlediği konular
gerek ataerkil sistemden gelen dogmatik kuralları yıkması gerekçesiyle ada
halkı ve yönetimi tarafından tepki görmüştür. Kendisine yöneltilen eleştiriler
zamanla sertleşmiş ve “genç kızları kendisi gibi aile yuvası kurmaktan
kaçınmaya teşvik etmek” ile suçlanmıştır. Ölümle tehdit edilen Sappho, aykırı
ve eleştirel duruşu, insanlık tarihinde neredeyse her dönemde yaşandığı gibi
belirli çevrelerde rahatsızlık uyandırmış, baskılara daha fazla dayanamayan
şair, adayı terk ederek Sicilya’ya yerleşmiştir.
“Tatlı fısıltıların,
fırtınadan sonra yorgun denizin kırık sesi gibi, Faniyim…”
Sappho’nun aşk hayatı da bir o kadar derindir. Edebiyat tarihi
araştırmacıları Faon isimli genç bir erkeğe âşık olduğu için umutsuzluk
yaşadığını söyler -evet bazı ümitsizlikler intihara sürekler.- şiirlerini bu
yönde harcadığını da. Bazı tarihçilerse Midilli Adasında kızlar için açtığı
dikiş-nakış okulunda genç bir kız öğrencisine âşık olduğu, aşkına karşılık
alamamasıyla yalnızlığa sürüklendiğini ifade etmektedirler. Sappho
ne denli bir üzüntüye kapılmıştı ki kendini Sicilya’nın en yüksek uçurumundan
attı bilinmez lakin şiirleri, yazıları acısına tanıklık neticesindeydi.
Yine bu konu hakkındaki
ikinci ( ve doğru ) görüş Sümerler zamanında bir rahibe tarafından yazıldığını
savunur.
- Bu durum Guinness Dünya Rekorları tarafından da onaylanmıştır. -
İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin Eski Şark Eserleri kısmında
2461 no.lu çivi yazılı bir tablet bulunmaktadır. Bu tablet Sümerlere ait
dünyanın bilinen en eski aşk şiiri ve şarkısıdır.
Sümer inancına göre toprağın bereketini ve döl yatağının verimli
olmasını sağlamak amacıyla kralın yılda bir kez Bereket ve Aşk tanrıçası “İnanna”
yerine rahibelerden biri ile evlenmesi kutsal görev sayılıyordu. Buna “Hieros
Gamos” (Kutsal evlilik) adı veriliyor ziyafet, şölen ve müziklerle taçlanıyordu.
Bu törende okunan ( ilk ) şiir, büyük olasılıkla Ur’un III. Hanedanı’ndan Kral
Shu-Suen (M.Ö.1972–1964) için seçilmiş bir gelin tarafından, yeni yıl bayramını
kutlama töreninde söylenmek üzere kaleme alınmıştır.
“ Güvey,
canımın içi,
Gönül açar güzelliğin, bal gibi tatlı,
Aslan, canımın içi,
Hoştur güzelliğin, bal gibi tatlı
Gönül açar güzelliğin, bal gibi tatlı,
Aslan, canımın içi,
Hoştur güzelliğin, bal gibi tatlı
Beni esir ettin, titreyerek
önünde durayım,
Güvey, yatak odasına götür beni,
Beni esir ettin, titreyerek önünde durayım,
Aslan, yatak odasına götür beni.
Güvey, yatak odasına götür beni,
Beni esir ettin, titreyerek önünde durayım,
Aslan, yatak odasına götür beni.
Güvey, seni okşayayım,
Sevdalı okşayışların baldan daha tatlıdır,
Balla dolu odada,
Gönül açan güzelliğinin tadını çıkaralım.
Sevdalı okşayışların baldan daha tatlıdır,
Balla dolu odada,
Gönül açan güzelliğinin tadını çıkaralım.
…”
Şiir,
bir tür anlatı sanatıdır. Dışavurumdur. Her insan bir ülkedir ve şiir bu
ülkeden en çok sürülen, anarşist, savurgan denizdir.
Kalplerinizi en
yakınlarınıza savurmanız dileğiyle!
Selin Dağyar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder